13 Şubat 2014 Perşembe

Misafir Yazarım BELGRAD'ta

Serkan, misafir yazarlarım arasında en çalışkanı. Gezdiği yerleri bir nefeste anlatmayı çok seviyor. Bunu çok da güzel başarıyor doğrusu. Ondan daha çok yer dinlemek istiyorum. Umarım her yeni gittiği yeri aynı heves ve ilgiyle gözlemler, çünkü tarihini de anlattığı gibi, rahat ve kolay gezebilmenin inceliklerini de öğreniyoruz ondan. .. 


Belgrad

Tarihte yıllar boyu Osmanlı ve Avusturya’nın işgalinde bulunan ve tam bağımsızlığını ilan ettikten sonra 1882’de Sırbistan Krallığı olarak tanınan ülkenin başkenti Belgrad. Dolayısıyla Osmanlı’nın etkisinin bugün hala görüldüğü bir şehir olan Belgrad, tarihi geziler yapmayı sevenlerde ve gece hayatına ilgilisi olanlarda iyi bir izlenim yaratacaktır. 

Şehrin belki de en önemli yerinden başlayalım: "Kalemegdan". Adından da anlaşılacağı gibi Türkçe’den geliyor (Kale ve Meydan). Kalemegdan, Tuna ile Sava nehirlerinin birleştiği köşede bulunan Belgrad kalesi ve etrafındaki alanı kapsayan yer.

Kalemegdan’da ilk gözüme çarpan yer, Damat Ali Paşa Türbesi oldu. 1716’da Avusturyalılar'a karşı yapılan Petrovaradin Savaşı’nda şehit olan Damat Ali Paşa için yapılmış bu türbe. Dışındaki tabelada; geçtiğimiz yıllarda Türk elçiliğinin kaynaklarıyla türbenin korunup yenilendiğinden söz ediliyor.




Kalemegdan’da bir başka Osmanlı etkisi ise o zamanlardan günümüze kadar kalan “Defterdar Kapısı”.

Belgrad’ta en görülmeye değer yer olan Kalemegda'ı gezmeyi 4.5 saatte bile bitiremedim. Keşke tarihsel geçmişini önceden daha detaylı araştırsaydım ve daha fazla kalıp inceleme fırsatı bulabilseydim.

Osmanlı Dönemi’nden kalan ve hala ayakta duran bir hamamda sıra…


Türk kültürünün imza mimari yapılarından olan hamam, Osmanlılar Belgrad’dan çıkmak zorunda kalınca yıkılmamış. Yerine ordunun mühimmat depolaması için bir depo yapılmış. Bugünlerde ise mimari açıdan bir kubbesi olması nedeniyle planetaryum olarak kullanılıyor.



Kalemegdan’da yukarı kısmından panoramik bir fotoğraf çekildiğinde böyle bir manzara karşımıza çıkıyor. 
Tam karşıda görülen Tuna nehri ve sol tarafa doğru ayrılan Sava nehrinin kesiştiği yerde bulunan ormanla kaplı, insan olmayan ada ise, “Büyük Savaş Adası” olarak biliniyor. Burası başta kuşlar olmak üzere birçok türün yaşam alanı olduğundan, Belgrad tarafından korunuyor. 




Tarihi açıdan önem taşıyan bir başka yer ise, panoramik fotoğrafta ve altındaki fotoğrafta görülen "Nebojsa Kulesi". Kalemegdan Osmanlı’nın elinde iken bu kule, Osmanlı’nın zindanıymış. 4 katlı olan kulenin her katı, çeşitli nedenlerden dolayı hapis yatan kişilere ayrılmış ve önündeki meydanda da halka göz dağı vermek için, suç işleyen insanlar idam ediliyormuş. Yunan tarihinin önemli milliyetçi isimlerinden yazar, politikacı ve devrimci; Osmanlı işgaline karşı Balkan ülkelerinin güç birliği yapması fikrinin savunucusu, Rigas Feraios da burada işkence görerek öldürülmüş. Buradan da gelen Sırp – Yunan dostluğu, kendini 2009 yılında kulenin yeniden yapım çalışmalarında göstermiş. Belgrad, tarihinde kültür alanında aldığı en büyük bağışı Yunanistan’dan 1.4 milyon Avro olarak alarak, kulenin içini son derece modern bir şekilde yenilemiş. Apple marka tabletlerden, projektörlere kadar tüm teknolojik imkanlar kullanılarak içerisi, her kat farklı bir anlatıma ayrılarak, tarihe ilgi duyanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir hale getirilmiş. 

Savaş mühimmatı ile ilgilenenler için de bir ziyafet sunuyor Kalemegdan. Bahçesinde top atarların ve tankların sergilendiği; 3000 parça silah, kılıç gibi eski ordu malzemelerin olduğu “Ordu Müzesi”nin kapıları herkese açık.



Kalemegdan’a son bir kare ile veda edeceğim.. 
1. Balkan Savaşı’nda Osmanlılara, 1. Dünya Savaşı’nda ise Avusturya-Macaristan’a karşı alınan zaferlerin anısına dikilen; Sava Nehri'ne doğru bakan Victor Anıtı da, Kalemegdan’da oldukça ilgi gören yerler arasında.



Gelelim Belgrad’ın  en büyük kilisesine.. "Aziz Mark Kilisesi. İlk 1835’te yapılan ve 1940’ta Sırp mimarlar tarafından yenilendikten sonra farklı bir görüntüye kavuşan kilise, Belgrad’ın ünlü yerlerinden biri olan Tašmajdan’da (evet, Taş Meydan’dan geliyor :)) bulunuyor. Şehrin merkezinde bulunan Taş Meydan ve Parkı, bünyesinde birçok yeri barındırıyor; Rus Kilisesi, Belgrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi, spor merkezi, ana postane binası ve oteller bunlardan sadece birkaçı. 



Kulenin bulunduğu tepeden çektiğim, Yeni Belgrad’tan şehir merkezine doğru bir fotoğraf:
İki küçük kilise, Tuna nehri, Büyük Savaş Adası ve en uzakta ise Kalemegdan ve Belgrad…


Şehir merkezinden uzaklaştıkça da gidilecek birçok ilgi çekici yer var Belgrad’ta. Otobüs ile 15-20 dakika uzaklıkta, köprünün karşı kısmında “Yeni Belgrad”ta bulunan "Zemun"dayız bu sefer. Belgrad’a bağlı bu ilçenin en ilgi çekici yeri ise "Gardoš Kulesi". Bir tepede birbirine oldukça yakın olan müstakil evlerin aralarındaki dar merdivenlerden en yukarı ulaşıldığında bu manzara ile karşılaşılıyor. Kule, ayrıca Milenyum ya da Janos Hunyadi Kulesi (Askeri ve politik konularda öne çıkmış olan bir Macar) olarak anılıyor. Kule, Avrupa’nın ortadoğusundaki Macaristan yerleşmesininin 1000. Yılını kutlama amaçlı yapılmış ve 1896 yılında açılmış. Kule, o zamanın Avusturya-Macaristan’ının en güney yerleşim birimi olan Zemun’da, bugüne çok az kalıntısı kalan Gardoš kalesinin eteklerine yapılmış. Bu sıralar daha çok Janos Hunyadi Kulesi olarak bilinen kulenin bu isimle anılmasının nedeni ise; bu önemli Macar figürünün 1456’da bahsi geçen kalede bir salgın nedeni ile can vermesinden kaynaklanıyor. Zemun’un en yüksek yerinde bulunması ve şehri yukarıdan iyi bir şekilde görebilmesi nedeni, onlarca yıl Zemun itfaiyesi tarafından kullanılmış olması. Şu an ise turistlere açık ve balkondan güzel bir manzara sağlıyor. 


Belgrad yazımda son uğrayacağımız yer ise "Ada Ciganlija". Merkezden yaklaşık 15 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile varılan, kısaca “Ada” olarak anılan şehrin güneyindeki yer. Eskiden Sava Nehri üzerinde bir adayken, kıyıya yakınlığından dolayı birleştirilmiş ve bir göl oluşturulmuş.

Sıcak günlerde Belgrad halkının en gözde yeri olan Ada, yaklaşık 7 km. uzunluğunda bir kumsala sahip ve karşılıklı iki kıyıda, insan sayısı 300.000’e kadar çıkabiliyor. Bu kompleksin bu kadar turist çekmesinin nedeni, sadece kumsalı ve yüzme imkanı değil. Bitmek bilmeyen bu 7 km.lik sahilde birçok sayısız restaurant ve bar bulunuyor. Ayrıca suda ve yeşil alanda sayısız spor imkanı var. Bisiklet sürmek ve paten yapmak için alanlar; golf, ragbi, basketbol, beyzbol, futbol, kumsal voleybolu sahaları, paintball ve bungee jumping Ada Ciganlija’nın sunduğu imkanlardan sadece birkaçı. Kapasitesi ve sunduğu imkanlarıyla, 30 derecelik bir yaz günü oluşan ortamı hayal etmek güç olmasa gerek.. :)sokağa geçiliyor. 

Belgrat'ta Gece Eğlenceleri

Biraz da Belgrad’daki yaşamla ilgili birkaç şeyden bahsedeceğim. Gece hayatını sevenler için Belgrad, kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Dışarı çıkıldığında izlenmesi gereken rota genelde şu şekilde oluyor: Strahinjića Bana Sokağı, geceye başlanan, “ısınma turlarının” yapıldığı en iyi & en ünlü yer olarak biliniyor. Jimmy Woo, Pastis, Soho, Supermarket gibi barlarda buluşuluyor ve gece yarısından sonra yürüyerek (30-35 dakika) ya da taksi ile (tabii ki turistliğin olmazsa olmaz kuralı; taksimetre açtırılmamalı & pazarlık yapılıp 700 Dinar ~16 TL’den fazla verilmemeli) gece kulüplerinin olduğu sokağa geçiliyor. Gece hayatını etkileyici hale getiren, bu gece kulüplerine ulaşmak için köprüden karşıya geçiliyor olması. Yani “Yeni Belgrad” kısmı. Sava nehrinin kıyısındaki botların ya da yapıların üstünde, hepsi yan yana konumlanmış görkemli bir çok gece kulübünden istediğinizi tercih edebilirsiniz. Bunlar arasında benim önerilerim; Freestyler ya da River; ancak bu ikisi için de gündüz arayıp rezervasyon yapılması gerekiyor. Freestyler’a rezervasyon olmadan 1000 Dinar ~23 TL ödenip girilebilse de River sadece rezervasyon ile alıyor. 

Peki böyle bir geceden sonra diğer gün hafif bir baş ağrısı ile uyanıldığında ne yapmalı? :) Restaurant olarak önerim; Knez Mihailova Sokağı üzerinde 48 numarada, Kalemegdan’a oldukça yakın olan “Via del Gusto”. Omletlerinin yanı sıra ana yemekleri de son derece lezzetli olan restaurantta yerel lezzetleri tadabilirsiniz ve kendinizi tekrar zinde hissedebilirsiniz!.. 
Ancak Türk kültürünün etkisi lezzet konusunda o kadar baskın olmuş ki, ısmarlayacağınız yerel yemekler karşısında “Ee.. bu bizde var” ya da “Bu zaten Türk Yemeği” tarzı tepkilerinden birini verebilirsiniz. “Cevapcici” isimli, en Sırp usülü olduğunu duyduğum yemeklerden birini ısmarladığımda ve getirdiklerinde “Bu bildiğin İnegöl Köfte” diye anlık bir tepki verdim garsona doğru ve tabii anlayamadığı için bana bön bön bakmıştı mesela.. :)

Belgrat'ta Konaklama ve Ulaşım

Belgrad’ta konaklama için size güzel bir önerim var; Hedonist Hostel. Birçok kullanılan hostel arama sitelerinde de Belgrad içinde en iyi puanı almış, geçtiğimiz yıllarda da en iyi hosteller arasında seçilmiş. Ben de gittiğimde oldukça memnun kaldım. Ayrıca ister çift kişilik odada kalın, ister çoklu odalarda; fiyatı uygun, bulunduğu yer çok merkezi ve çalışanları çok sıcak, her türlü konuda yardımda bulunuyorlar. 

Yazımı Avrupa’da ulaşım ile ilgili birkaç öneride bulunarak bitireceğim. Öncelikle uçak olarak Ryanair, Wizz Air ve EasyJet, ucuza uçuş bulabileceğiniz havayolları. Genel bir arama motorundan arama yapmak istiyorsanız, http://www.drungli.com a bakın derim. Karşılaştığım en orjinal uçuş arama motorlarından. Sadece hangi havaalanından yola çıkmak istediğinizi ve hangi gün yolculuk yapmak istediğinizi (tüm ay için uçuş aratmak için bulunduğunuz ayın tamamını da seçebilirsiniz) girip, o günde o havaalanından tüm uçuşları ucuzdan pahalıya doğru sıralatabiliyorsunuz. Erasmus dönemimde bu yöntemle tamamen rastgele uçuşlar yakalayıp seyahat eden arkadaşlarım olmuştu, öneririm :) 

Otobüsle ulaşımda ise kullandığım arama motoru; http://www.busliniensuche.de idi. Nereden, nereye, ne zaman gideceğinizi girdiğinizde, özellikle Orta Avrupa’da, süre ve fiyatlarına göre bütün sonuçları görebiliyorsunuz. Tren de olur, otobüs de olur derseniz,http://www.bahn.de/p/view/index.shtml(İngilizce:http://www.bahn.com/i/view/index.shtml)'a bakın derim. 

Aslında, Avrupa’da seyehat edecekseniz, kesinlikle Deutsche Bahn’a bakmadan karar vermeyin. Budapeşte – Belgrad arası gece treni biletini bile buradan almış birisi olarak, Alman sitesi olmasına rağmen sadece Almanya içine değil, Avrupa’nın kalan yerlerine de hakim olduklarını anladım. Almanya içinde ise zaten bakacağınız ilk yer olmalı. Özel kampanyaları arasında ise günlük tek kişi veya 5 kişiye kadar seyahat edenler için oldukça hesaplı grup haftasonu bileti, eyalet bileti ve tüm Almanya’yı kapsayan bilet şeklinde tarifeleri olan site. Yani fazlasıyla kapsamlı. 


“Ben arabayla seyahati severim” diyenlerdenseniz, Almanya’da günlük 25 Euro’ya Fiesta seviyesinde bir araba kiralayabilirsiniz. Araba demişken, gelelim daha ilginç bir ulaşım şekline. Buna “modern otostop” tarzı bir lakap takabilirsiniz :) Almanca versiyonu http://www.mitfahrgelegenheit.de, İngilizce http://www.carpooling.co.uk. Avrupa’nın herhangi noktasından, başka bir yere arabasıyla gidenler, rotalarını, seyahat tarihlerini, arabalarının modellerini, kaç kişilik yerleri olduğunu ve ne kadar ücret istediklerini ilan şeklinde siteye yüklüyorlar ve siz de mesaj yazarak ya da verilmiş olan telefonu arayarak ulaşımınızı sağlayabiliyorsunuz. Stuttgart’tan Prag’a gitmek için 2 kere kullandığım bu siteyi de alternatif bir ulaşım yolu olarak öneriyorum. Maceraperest olup uygun fiyata seyahat etmek isteyenler için...


Her yaşa hitap eden bir şehir olduğunu için bence Belgrad’ı ziyaret ettiğinizde kesinlikle hoşnut kalacağınızı düşünüyorum… " 
Sevgiyle Kalın…

Ezgi:)





Hiç yorum yok: