9 Temmuz 2015 Perşembe

Londra'da gezilecek Yerler (Part II)

Londra'da Ulaşım


Daha önceki Londra yazımda da belirttiğim gibi THY ile, İstanbul'dan yaklaşık 4 saat sürdü seyahatimiz. Ülkenin 45 km güneyinde bulunan ve en işlek ikinci havaalanı olan Gatwick Havaalanına geldik. Şehir merkezine gidebilmek için havaalanının içindeki metro istasyonuna doğru yürüdük. Zaten tabelalar sizi kolay bir şekilde yönlendiriyor. Kimseye "Metro istasyonu nerede?" diye sormanıza gerek yok. Biletinizi istasyonun yanında bulunan makinalardan alabilirsiniz. Aynı zamanda size yardımcı olmak için bekleyen görevlileri de bulmanız mümkün.

Şehir merkezi için "Victoria" (Mavi hat) istasyonunda indik. (Kişi başı 19 GBP) Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk. Otelimizin bulunduğu durak "Queensway" (kırmızı hat) olduğu için "Oxford Circus"tan metro değiştirerek kendi durağımıza geldik. Havanın bizi şaşkına çevirdiğini söylemeliyim çünkü, metrodan çıktığımızda inanılmaz bir rüzgar+yağmur+soğuk karşılamıştı bizi. 
Metro haritasını her hediyelik eşya satan ya da havaalanındaki danışmalardan bulabilirsiniz ama yine de önceden araştırmak isteyenlere linkini vermek isterim; http://www.bbc.co.uk/london/travel/downloads/tube_map.gif

Buarada metro ücretleri hakkında şunu söylemeliyim ki; her metro yolculuğunuz için teker teker bilet almaya kalkarsanız kişi başı, tek yön, gideceğiniz zone'a (Bölge bölge ayrılıyor; Zone 1, Zone 2,.. şeklinde) göre, en az 4.80 GBP verirsiniz, ki bu epey para harcarsınız demek. Ama "Oyster Card" ı gezme şeklinize ve kalacağınız gün hesabına göre yükleyerek kullanabilirsiniz. Kişi başı tek yön bu şekilde 2.30 GBP'a denk geliyor. Biz az gün kalacağımız ve yalnızca Zone 1 içerisinde gezeceğimiz için "Pay As You Go" (PAYG) Oyster Card'ından aldık. Depozito olarak 5'er GBP ödedik, ki ayrılırken hem depozito hem de içinde kalan miktar geri alınabiliyor. Bu kartın diğer güzel bir yanı da, eğer ilk başta yatırdığınız miktar yetmezse "Top Up" yaparak ek para yükleyebiliyorsunuz. Kart ile ayrıntılı bilgiyi http://www.toptiplondon.com/transport/tickets/oyster-card sitesinden edinebilirsiniz.       


Eğer pusetle geziyorsanız metro içindeki uzun merdivenlere hazırlıklı olun derim. Metro ağları çok gelişmiş olduğu için yerin bilmem kaç metre altına inip inip çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Bir de her istasyonda asansör olmaması pusetle sizi başbaşa bırakabilir. Tabii ülkemizde buna çok alışık olduğumuzdan bizim için büyük sorun teşkil etmez diye düşünüyorum. Zira biz de Türkiye'de yaşadığımız şehirde bununla başa çıkmak için çok hafif bir puset almıştık. Londra'ya da onu götürdük. Çok da iyi etmişiz. Pusetimiz 3kg+kızımız 9kg= hafif ve kolay seyahat :)

Ulaşım için taksi de düşünülebilecek bir seçenek. Eğer 3-4 kişiyseniz, İngilizlerin klasik taksilerine binmenizi de tavsiye edebilirim. Her nekadar metro daha uygun gözüküyor olsa da görülecek yerler birbirine yakın olduğu için çok da uçuk fiyatlara seyahat etmezsiniz. 



Bizim gibi bebek arabasıyla gezenler çok şanslı, çünkü İngilizlerin bu geleneksel tasarımlı araçlarının içi bavullar ve pusetler için çok elverişli.

Şehir içinde seyahat, herkesin çok iyi bildiği klasik iki katlı kırmızı otobüslerle de çok kolay. Hatta belki metrodan daha dakik diyebiliriz. Hiç bir durakta uzun süre bekleyeceğinizi zannetmiyorum. Her durakta çok sistemli bir şekilde, durak ismi, otobüslerin hangi ana istikamete gittiği ve de güzergahları gösteren bir harita ile zaman çizelgesi mevcut. Otobüslerin içinin dekorasyonunu eski haliyle saklamışlar. Ancak tabii çok temiz ve hem kalorifer hem de klima var. Her türlü konfor onlar için olağan. Bu yüzden "Hop On Hop Off" turist otobüslerini kullanmanıza hiç gerek yok. Fazladan vermek isteyeceğiniz 20 GBP'unuz yoksa tabii :)
Ancak kalabalık olduğunda puset ile gezenler için tabii çok da kullanışlı olmayabilir.




Devam edecek...

Sevgiyle Kalın
Ezgi :)














Hiç yorum yok: