26 Ağustos 2013 Pazartesi

FOKAİ - FOÇA

Foça'da Yaz Bir başka...

İşte Eski Foça'ya yeniden döndük. Daha önce de çok güzel bir gezinti yapmıştık bloğumuzda Foça'ya doğru. Hatırlar mısınız? Eski gezintimiz genel anlamda bir bakıştı yalnızca. Bu sefer daha ayrıntılı inceleyelim istedim.

Yalan söyleyemeyeceğim; her yerden daha çok seviyorum Foça'yı :) Çünkü büyürken her yaz, bu ilçenin ayrı ayrı köşelerini keşfe çıkardım. Önce çocukluğumdaki yaz günlerine, daha sonra gençlik yıllarımın yaz gecelerine mekan oldu Foça sokakları... Bisikletimle önce çocuksu keşifler, sonra da genç bir kızın gözünden Foça ve oradakiler... Şimdi de her yaşın ayrı bakış açısı olduğu bilinciyle, bu sefer de bir yetişkinin gözünden yaşıyorum Foça'yı...

İzmir'de ve çevresinde yaşıyorsanız cuma günü iş çıkışı koşa koşa gelebilirsiniz. İzmir Çanakkale yolu üzerinde herhangi bir noktaya çıkarsanız, garajdan kalkan tüm Foça otobüs ve dolmuşları sizi Foça'nın o görmek istediğiniz merkezine kadar memnuniyetle taşır. Eğer başka bir şehirden ulaşmak isterseniz de, öncelikli olarak İzmir Garajı'na gelmelisiniz ve sizi denize ulaştıracak aracı bulmalısınız ki bu çok kolay. Öyle aklınızda karışık bir yer canlanmasın, çünkü bu garaj küçük ve oldukça düzenli bir yer. Valizinizle dolmuşunuza/otobüsünüze atladıktan sonra ver elini Foça'nın serin suları :)

 
 
 Foça Otogarı...
 
Daha önce Foça 'ya gelmediyseniz inanın bana burayı çok seveceksiniz. Hele ki fotoğraf çekmeyi seviyorsanız elinizden fotoğraf makinesini bırakamayacaksınız. Çünkü her kare size çok çekici gelecek. Her kare sizin olsun isteyeceksiniz. O kadar çok güzel manzara var ki, ben de hangi birini kareleyeceğimi şaşırdım. O yüzden alın size bol bol resim,... Bol bol Foça...   
 
 
 
 
 
 
Foça adını adalarında yaşayan fok balıklarından almış. Akdeniz Foklarının yaşam alanı olan bu kentin balıkçıları avlanmak konusunda çok dikkatliler. Bu küçük sevimli hayvanlar her yıl düzenlenen Foça Festivali'nde de sembol haline gelmiş. Antik Çağ'da ve Bizans Dönemi'nde adı Phokaia olan bu kent, M.Ö. 11.yüzyıldan itibaren bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış. Bu yüzden önemli bir arkeolojik merkez halini almış.
 
 Foça'nın sembolü Fok Balıkları...
 
Yapılmış yeni kazılarda Helenistik dönemden kalan Tiyatro, Athena Tapınağı ve Kutsal Alanı, Pers Anıt Mezarı ortaya çıkmış. En iyi korunmuş buluntu şehrin savunma duvarlarıymış, ancak 1970'lerdeki yol çalışması sırasında tahribata uğramış. Şehrin etrafını çevreleyen surların en belirgin olanının onarımı Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış. İç kısmında bulunan bölüm bugün Açık Hava Tiyatrosu olarak kullanılıyorsa da, Antik dönemde 'Kâğıthane'ymiş.
 
 
 
 
 
 
 
Heredot'a göre Phokaialılar uzun deniz yolculuğuna ilk çıkan Helenlermiş. Dönemin diğer gemilerine göre çok daha hızlı gidebilen, 50 kürekli, 500 kişiye kadar yolcu taşıyabilen gemileri varmış. Bu özellikleri sayesinde bir çok kıyıda koloni kentleri kurmuşlar.

Hatta güzel bir hikayede şöyle bahsedilir; Phokaialılar bugünkü Güney Fransa kıyılarına vardıklarında burada yerleşim kurmak isterler. Tam o esnada yörenin kralı Nannus kızını evlendirmek üzeredir. Geleneklerine göre gelin, düğün günü davetliler arasından damat seçip, elindeki kupayı seçtiği kişiye uzatacaktır. Bu şanslı kişi Phokaialılardan bir kişi olur ve gelin elindeki kupada bir şarap ikram eder damada. Nannis de bunu Tanrılardan gelen bir işaret olarak görür ve Phokaialı damadına Marsilya şehrinin bulunduğu toprakları bağışlar.  
 
 

 
Hem gecesinin, hem de gündüzünün ayrı bir havası olan Foça'nın girişinde sizi otellerin ya da pansiyonların bir listesi karşılıyor. Önünde durup hangisi daha güzel acaba diye hiç düşünmeyin. Çünkü Foça'da nerde kalırsanız kalın her zaman denize hep çok yakın olursunuz. İlçenin merkezine ya da restoranlara da kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Hem de öyle ulaşım aracı aramanıza da gerek yok, yürümeniz yeterli.
 
 
 
İnsanların samimiyeti sizi şaşırtacak. Sanki her gün birlikteymişsiniz gibi size gülümserler çünkü. Siz de farkında olmadan ayak uydurursunuz bir kaç gün sonra. Çay bahçesindeki garsonla, takı standındaki minik satıcı kızla hemen ahbap olur sohbet etmeye başlarsınız.
 
Foça'nın çarşısı genelde merkezi olarak bilinir. Akşam yemekten sonra gezebileceğiniz, sizi çok yormayacak alışveriş çılgınlığına kapılabileceğiniz güzel dükkanlarla dolu. Yorulduğunuzda da kendinize şöyle güzel bir dibek kahvesi ısmarlayabilirsiniz küçük bir sokak arası kafesinde. Tahta taburelere oturarak, denizin hafif esintisini rahatsız olmadan hissedeceksiniz ve ertesi akşam yine gelmek isteyeceksiniz...
 
 
 
 
 
Tabii her güzel sayfiye kentinin bir de kendisi gibi güzel koylarını gezdirmek üzere tekne turları olur. Foça'nın da çok keyifli ve eğlenceli turları var. İsterseniz bireysel olarak katılabilirsiniz -ki fiyatları kişi başı 45-55 TL arasında değişiyor (pazarlık yapmanızı öneririm)-, isterseniz de kendi grubunuzu kendiniz yaratarak daha eğlenceli bir geziye çıkabilirsiniz. Ama sizi temin ederim ki her ikisinde de çok güzel güneşlenebilecek ve karnınızı doyuracaksınız. Teknelerin menülerinde genellikle ya balık ya da et çeşitleri oluyor. Rota sabah saat 11:00'da başlıyor akşam üzeri 17:00'da son buluyor. Gezilecek yerler arasında el değmemiş koyların dışında Siren Kayalıkları ve Atatürk Adası bulunuyor.
 
Foça'ya ilk kez gelmiş arkadaşlarımızın ısrarına dayanamayarak biz de bir günümüzü tekne turuna ayırıyoruz. Muhteşem! Kaptanın bizi götürdüğü her koy şahane!. Deniz tüm berraklığıyla altımızda duruyor ve biz istediğimiz zaman kendimizi içinde bulabiliyoruz. Gittiğiniz koylarda diğer teknelerin misafirlerine rastlamanız mümkün tabii. Hep birlikte bu güzel doğanın tadını çıkartırken bir sonraki durağın merakı içinde bekliyoruz. Bizden önce gelmiş tekneler ayrılırlarken ya bize el sallıyorlar, ya da teknelerinde çalan müziklerinin havasında dans ederek gidiyorlar. O kadar heyecan ve yüzmenin verdiği yorgunluk karnımızı acıktırıyor. Kaptanın eşinin ellerinden leziz domates soslu bir spagetti ve çipura yiyoruz  Sonunda artık biz de günün sonuna gelmiş deneyimli birer denizci olarak eğlencenin dibine vurmadan edemiyoruz. Oyun havaları, halaylar, türküler... Sanki düğündeyiz :) Ama öyle keyifli bir gün geçiriyoruz ki günün nasıl bittiğini anlamıyoruz. Kaptana ve eşine teker teker teşekkür ediyor, yorgunluktan acıyan bacaklarımıza aldırış etmeden zaten yakında olan evimize/otelimize gidiyoruz. 
 
 
  
 
 
 
 
Foça dediğim gibi bana göre çok özel bir yer. Siz de anlamışsınızdır, yaz yaz bitiremiyorum. Fotoğraflar o kadar çok ki hepsini bir sefer de paylaşmak istedim ama yine olmadı... Belki daha sonra yine canımız çeker ve sadece Foça fotoğraflarından oluşan bir yazı yazabilirim :)
 
Sevgiyle Kalın...
 
Ezgi :)